NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
ابْنُ
نُفَيْلٍ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّحْمَنِ
بْنُ أَبِي
الزِّنَادِ
عَنْ هِشَامِ
بْنِ
عُرْوَةَ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ عَائِشَةَ
قَالَتْ
كَانَ شَعْرُ
رَسُولِ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ فَوْقَ
الْوَفْرَةِ
وَدُونَ
الْجُمَّةِ
Aişe (r.anha) şöyle
demiştir.
"Rasûlullah
(s.a.v.)'in saçı vefreden daha fazla cümmeden kısa idi.
(kulak yumuşağı ile
omuzlan arasında îdi)
İzah:
Tirmizî Libas; İbn Mâce
Libas; Ahmed b Hanbel. VI, 108, 118.
Tirmizî bu son hadis
için "basen garip sahihtir" der.
Hadîsin Tirmizî'deki
rivayetinde; Hz. Âişe Nebi (s.a.v.) Efendimiz'le kendisinin aynı kaptan
yıkandıklarını da ilâve etmiştir. Ayrıca Tirmizî'nin rivayeti bunun tam aksine
"Cümmenin üstünde vefrenin altında idi" şeklindedir.
Âvnü'l-Mabud'da,
Tirmizî ile Ebû Davud'un rivayetleri arasındaki fark konusunda şöyle
denilmektedir. "Tirmizî'nin rivayetinden maksat saçın ulaştığı yere
nisbetledir. Yani Rasûlullah (s.a.v.).'in saçı cümme'nin üstünde ve vefrenin de
aşağısında idi. Ebû Davud'un rivayeti ise saçın uzunluk ve kısalığına
nisbetledir. Yani Efendimiz'in saçı Vefreden uzun cümmeden kısadır. Bu durumda
rivayetler arasında bir çelişki olmadığı ortaya çıkmış oluyor."
Metni terceme ederken
Vefre ve cümme kelimelerini aynen aktardık.
Vefre: Kulak yumuşağına
ulaşan saç demektir.
Cümme: Omuzlara kadar
varan saça denilir. İkisinin arasındaki saçı da lemme denilir.
Bu babın ilk hadisinin
izahı esnasında da belirttiğimiz gibi Nebi Efendimiz'in saçının, kulağının
yansına kulak yumuşağına, omuzuna ve omuz ile kulak yumuşağı arasına kadar
olduğu görülmüştür. Bu, efendimizin saçlarının değişik halleri ve değişik
zamanlar ile ilgilidir.